Telefon kayıtları, madende aylardır yangın riskinin bilindiğini ve müdahalenin yapılmadığını gösterirken, olayın başrolündeki İşletme Müdürü Selçuk Ekmekçi’nin ise, konuyla ilgili akademik çalışmasının olması şaşkınlık yarattı.

Sensörler iptal edildi, üretim durmadı

Dava dosyasına giren bilgilere göre, patlamadan aylar önce madende metan gazı birikmesi ve kendi kendine yangın çıkma bulguları defalarca tespit edildi. Ancak bu durum, üretimi durdurmak yerine göz ardı edildi. Ekmekçi’nin, madende yangın riski üzerine yüksek lisans tezini tamamladığı ve bu riski akademik olarak da bildiği ortaya çıkarken, sensörlerin bile iptal edilmesi talimatı verdiği telefon kayıtlarına yansıdı. Madenin elektrik baş mühendisi, 7 Temmuz 2022’de yaptığı bir telefon görüşmesinde, “İşletme müdürünün talimatı ile metan sensörlerini iptal ettik” diyerek büyük ihmalin boyutunu gözler önüne serdi.

Madenciler üretim baskısı altındaydı

Davada yargılanan sanıklar arasında yer alan ve tutuklu bulunan Ekmekçi’nin, üretim baskısıyla madencilerin hayatını riske attığı da dava sürecinde bir kez daha vurgulandı. Hayatta kalan işçiler ve hayatını kaybeden madencilerin aileleri, “Üretim durmadı, baskı altındaydık” ifadeleriyle durumu özetledi. Ekmekçi’nin akademik bilgisine rağmen, üretim baskısı ve ihmaller zincirinin patlamaya giden yolu açtığı anlaşılıyor.

“İşçi canı göz ardı edildi”

Davanın avukatlarından Derviş Emre Aydın, madencilerin canının sistematik olarak yok sayıldığını belirterek, “Bu zamana kadar işletmenin kömür üretimine odaklanarak işçi canını yok saydığına dair birçok bulgu ortaya çıkmıştı, bulduğumuz bu son kayıt bunun nasıl soğukkanlı bir şekilde yapıldığının çarpıcı bir örneği oldu” dedi.